ÖZDEYİŞLER
Özdeyişler (Vecizeler, Özlü Söz ) Kısa , özlü sözlerdir . Söyleyeni bellidir. Bir yargı bildirir . Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum. (Hazreti Ali) Ne mutlu Türküm diyene! (Atatürk)
Özdeyişler (Vecizeler, Özlü Söz ) Kısa , özlü sözlerdir . Söyleyeni bellidir. Bir yargı bildirir . Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum. (Hazreti Ali) Ne mutlu Türküm diyene! (Atatürk)
Atasözleri Tecrübe ve gözlemlere dayanarak söylenmiş , söyleyeni belli olmayan, anonim , öğüt verici nitelikteki genellikle mecaz anlam içeren cümlelere atasözü denir . Cümle şeklindedir. Atasözleri topluma yol gösterir, gelenek ve görenekleri yansıtır. Ayağını yorganına göre uzat. Korkunun ecele faydası yoktur. Son pişmanlık fayda etmez. Atasözlerindeki sözcüklerin geri değiştirilemez , sözcüklerin yerine eş anlamlısı ya
Deyim Aktarması Kavramlar arasında benzetme yoluyla ilişki kurularak bir kavramla ilgili durumun başka bir kavrama aktarılmasına deyim aktarması denir. 1.İnsandan doğaya aktarma: İnsana ait özelliklerin doğadaki varlıklara verilmesidir. Ninniler söylüyor orada ırmak. 2.Doğadan insana aktarma: Doğadaki
Deyimler Bir olayı, durumu, kavramı daha etkileyici anlatmak için iki veya daha fazla sözcüğün bir araya gelmesiyle oluşan genellikle mecaz anlamda kullanılan sözcük gruplarına deyim denir. Deyimler genellikle mastar halindedir. Ağzı kulaklarına varmak: sevinmek Gözden düşmek: değerini kaybetmek Deyimlerdeki sözcüklerin yerine eş anlamlısı getirilemez. Çünkü deyimler kalıplaşmıştır. Akla karayı seçmek : sıkıntı çekme Deyimdeki sözcükler yer değiştirilebilir
İkilemeler Anlamı kuvvetlendirmek için sözcüklerin farklı şekillerde bir araya gelmesiyle oluşan sözcük gruplarına ikileme denir. İkilemelerde sözcüklerin yeri değiştirilemez. İkilemeler her zaman ayrı yazılır ve sözcükleri arasında herhangi bir noktalama işareti konmaz. İkilemelerin oluşum şekilleri: Aynı sözcüklerin tekrarlanması ile oluşturanlar : güzel güzel, tatlı tatlı, yavaş yavaş. Yakın anlamlı sözcüklerin bir araya gelmesiyle oluşturulanlar: doğru dürüst, yalan yanlış
Ad Aktarması (Mecaz-ı Mürsel, Düz Değişmece) Sözcüğün benzetme amacı güdülmeden başka bir sözcüğün yerine kullanılmasına ad aktarması denir. Ey şanlı hilal! (bayrak , parça -bütün ilişkisi) Seni gören bir çift göz ben olayım. (kişi , parça -bütün) İki tabak yemesine rağmen doymadı. (yemek , iç-dış ilişkisi) Onların düğününde tencereler kaynadı. (yemek , iç-dış) Ayağını çıkarmadan girme.
Güzel Adlandırma İnsanı rahatsız eden bazı kavramların kendi isimleri dışında daha güzel sözcüklerle anlatılmasına güzel adlandırma denir. Sağır: işitme engelli Kör: görme engelli Ölmek: rahmete kavuşmak Cin: iyi saatte olsunlar Verem: ince hastalık Baykuş: hayırlı kuş Ölüm: son yolculuk Tabut: tahta at
Dolaylama Bir kavram tek sözcükle anlatılabilecekken kavramı birden fazla sözcükle anlatmaya dolaylama denir. Antalya’da her zamanki gibi bacasız sanayi canlıydı. (turizm) Balık: derya kuzusu Pamuk: beyaz altın Eş: hayat arkadaşı Sinema: beyaz perde Aslan: ormanlar kralı Kaleci: file bekçisi Kıbrıs yavru vatan Atatürk: büyük kurtarıcı Ankara: Türkiye’nin kalbi İzmir: Ege’nin incisi Top: meşin yuvarlak Haliç: altın boynuz
Eş Anlamlı (Anlamdaş) Sözcükler Yazılışları farklı anlamı aynı olan sözcüklere eş anlamlı (anlamdaş) sözcükler denir. Cümledeki sözcüğün yerine eş anlamlısı getirilirse cümlenin anlamı bozulmaz. Her sözün eş anlamı yoktur. kolay -basit okul -mektep öğretmen -muallim öğrenci -talebe sözcük -kelime misafir -konuk amaç -gaye UYARI: Sözcüğün cümledeki anlamına göre eş anlamı değişebilir. Dost kara günde belli olur.
EŞ ANLAMLI/ZIT ANLAMLI SÖZCÜKLER Read More »
Çok Anlamlılık Sözcüğün zamanla daha fazla anlam edinmesine çok anlamlılık denir. Onun yüzünde ben vardı. (çehre, temel anlam) Kitabın yüzünü ciltledi. (kapak, yan anlam) Bunu yaparken yüzün kızarmadı mı? (utanmak, mecaz anlam) Ağzında diş kalmamış. (organ, temel anlam) Bardağın ağzını yıka. (giriş, yan anlam) Ağzımızın tadı bozulmasın derdi hep. (huzursuz olmamak, mecaz anlam)